22 Haziran 2010 Salı

Giymediğimiz Kıyafetleri Ne Yapmalı?


İlkbahar, yaz geldiğinde biz de canlanır ve tazeleniriz. Bu duygularla evimizi, tabiattaki canlılığı, huzuru, gülümseten bir mekan olarak hazırlamaya çalışırız. Bu arada çocuklarımız birer yaş daha büyürler. Yardım kuruluşlarına veya çevremizdeki kişilere vereceğimiz, küçülmüş ama yeni giysiler bize yerine yenisi gelecek şekilde mekân hazırlayacaktır. Verilen giysilerin yeni sahiplerinin mutluluğu da, bize güzel bir enerji olarak geri döner.

"Gül verin ki eliniz gül koksun." sözü çok anlamlıdır.

Sizlere güzel bir anımı aktarayım. Kardeşimin kaliteli ve temiz kazaklarından birkaçını ben oğlum için istemiştim, çünkü ona küçük geliyordu. Seneler sonra da anı diye saklamışım. Yeğenim 9-10 yaşlarındayken kardeşim ve gelinimizle bize geldiler. Yeğenim, annesiyle cam balkonumuzda test çözerken, üşüdüğünü farkettim. Hemen aklıma ayırdığım bu kazaklar geldi, dolapta az yer kaplamasından dolayı şeffaf vakumlu torbaya yerleştirmiştim, üç adet kazağı çıkarıp "Bunlar babanındı" diyerek verdim. O andaki sevgi, heyecan ve mutluluğu anlatmam imkansız. Değerli ve anısı olan giysileri veya objeleri hemen elden çıkarmayın.
Yeğenimin, babasının kazağını giydikten sonra çözdüğü testler daha da başarılıydı. Ertesi sene kendisi Anadolu lisesini kazandı.

Kısaca anıların samimiyeti ve aile sıcaklığının hayat verdiği tertipli evimiz, emeklerin sonucu olarak olumlu enerjiyi ayna gibi bize yansıtır, mutlu ve huzurlu yaşamamızı sağlar.

Tertip ve düzen rehberinizden sevgilerle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder